ÜYE GİRİŞİ ÜYE OLMAK İÇİN ALTTAKİ LİNK İ TIKLA

TORTUM

ERZURUM İLİ TORTUM İLÇESİ
TORTUM İLÇE TANITIM
tortum
erzurum tortum
tortum erzurum
TORTUM İLÇE TARİH
 TARİHİ: Tortum tarihi hakkında çeşitli kaynaklarda bilgiler mevcuttur. Selçuklular zamanında Saltukoğulları sülalesinden EBİ-İL Kasım oğullarından Tortum, Ilgan ve İmadettin Beylerin kazanın ilk sakinlerinden olması nedeniyle bu adı aldığı sanılıyor.
 Ayrıca Selçuklu dilinde Tortum bağlık ve bahçelik anlamına geliyor. Tortum M.Ö.626-654 yıllarında tarihimize geçmiştir. Sakalardan sonra Lidyalıların eline geçen ilçemiz M.Ö.585 yılında yapılan Lidya Med savaşında Erzurum ili ile birlikte Medlerin hakimiyeti altına girmiştir. Medlerden sonra Pers Hükümdarı Derlus Tortumu ele geçirmiştir.M.Ö.1. yüzyılda Romalıların elinde kalan İlçemiz M.S.979 yılında Bağdatlı Davit Bey’e devredilmiştir. İlçemiz 1018- 1036 yıllarında Türk hakimiyetine girmiştir. 1828- 1829 Rus savaşı ile Erzurum düşman işgaline girmiş olup, 1876-1878 Osmanlı Rus savaşından sonra Tortum Rus istilasından kurtarılmıştır.
 7 Kasım 1917 yılında patlak veren Bolşevik ihtilali nedeniyle Erzurum’ dan geri çekilen Ruslar Tortum’u da boşaltmışlar, geri çekilirken bütün silah ve cephanelerini daha önce bölgemize yerleşmiş olan Ermenilere bırakarak saldırılarına zemin hazırlamışlardır.Erzurum 13.Alaydan bir Tabur Tortum’a sevk edilmiş olup, ilçemiz 16 Mart 1918 tarihinde düşman işgalinden kurtarılmıştır. Tarih Tarih Eski çağlarda
Taokhlar ülkesi sınırlarında yer alan Tortum, tarihte önemli bir konuma sahipti. Tortum ve yöresi kesin olarak Kanuni Sultan Süleyman zamanında Osmanlı egemenliğine geçmiştir. XIX. yy´da bazen İspir kazasına bağlı bir nahiye merkezi olan Tortum, bazen de Erzurum’a bağlı bir kaza olarak kaydedilmiştir.Tortum, Karadeniz bölgesinin Doğu Karadenizbölümü sınırları içinde Tortum çayı vadisinde kurulmuş bir yerleşim alanıdır. Tortum şehrinin merkezi önceleri Tortumkale köyü olup,daha sonra (Nihağh) köyü olmuştur.Tortum,adını aynı isimle anılan çaydan almaktadır.İspir’den Erzurum’a giden yol ileNarman ve Oltu vadisini doğuya bağlayan bir kavşak konumunda olması sebebiyle önemli bir yere sahip olan Tortum’un, tarihi oldukça eskiye dayanmakta ancak yörede ilk yerleşimin ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı hakkında kesin bilgi bulunmamaktadır. Bununla beraber Tortum yakınlarında yapılan Arkeolojik araştırmalar, yörenin Prehistorik bir yerleşme özelliği sergilediğini ve Karaz kültürüne dahil olduğunu göstermektedir. Antik kaynaklarda Tortum yöresi Taokhlar ülkesi sınırları içerisinde gösterilmektedir.Ksenophon, Taokhlar’ı tüm yiyeceklerini içine depoladıkları müstahkem mevkilerde oturan topluluk olarak tasvir etmektedir. Bizans İmparatorluğu döneminde Theodosiopolis Theması’nın kuzey kısmını oluşturan Tortum yöresi, 662 yılında Arapların Erzurum ve çevresini fethi ile gündeme gelmiştir.
TORTUM İLÇE KÜLTÜR
 Kültür,turistik yerler ve iklim Kültür,turistik yerler ve iklim Kültürel anlamda Tortum çok renkli bir yapıya sahiptir.ilçede,Erzurum (Dadaş) kültürü,ve Doğu karadeniz (Hemşin) kültürü ve yaşam tarzı hakimdir.ilçe merkezi ve köylerindeDavul,Zurna,Tulum ve Kaval gibi yöresel enstürmanlar çalınır.Folklorik halk oyunları ise Bar oyunları ve Horon´dur.Yörede yapılan yemek kültüründe ise Kafkas ve Karadeniz kültürünün yoğun etkisinden dolayı hamur işi ön plandadır.(Tandır kete´si,Hemşin kete´si,Sini ketesi,Kuymak,Gaygana,Hıngel,Seron,Kavod),gibi. Kültürel eğlenceler,özellikle 1980 ve 1990,lı yıllara kadar Hemşinliler´in yaşadıkları köylerde;(Bıbulik) oynatma,(Noel-Yılbaşı) kutlama ,Yayla´ya göç şenlikleri...vb,gibi yapılmıştır.Günümüzde bu eski kültürel değerler kentlere göçten sonra maalesef hepten yok olmuştur. Her yıl ilkbahar döneminde Tortum un Pehlivanlı beldesi (Vihik)´de festival havasında yapılanTürk ata sporu Karakucak güreşi´de yöre halkından yoğun ilgi görmektedir.ve yörede yıllardır yapılan bu spor etkinliği bir çok Güreş´çi yetişmesine sebeb olmuştur. Son yıllarda Cağ kebabı adı verilen (eski ismi Bico) keçi ve
koyun etinden yapılan et yemeği ise Tortum yöresine ve Artvin/Yusufeli) Kafkas kültürüne has bir lezzettir.İlçede belli başlı mevcut tarihi eserler şunlardır;Tortum Kalesi,Hahuli Manastırı,Öşvank kilisesi,tarihi su kemerleri,ve halen daha kazı çalışması yapılmamış Neolitik döneme ait ,Höyük´ler ve yörede sıkça rastlanılanŞapel´ller ve köprüler´dir. İlçe Karadeniz bölgesinde olması sebebiyle,Doğu karadeniz iklimi görülür.İlkbahar yağışları boldur,sıkça sel felaketi yaşanmasına sebeb olur.Ayrıca yüksek kesimlerde karasal iklimde mevcuttur.İlçedeki önemli akarsular ise şunlardır tortum çayı ve kaynağını mescid dağlarında bulunan göllerden alan (ödük) deresidir.bu iki akarsuda Çoruh-(çorohi), nehrine karışmaktadır.Vadiler boyunca yeralan köyler meyve bahçeleri ve eşsiz güzelliklere sahiptir. İlçe´nin en kuzey ucunda yeralan tortum gölü ve Tortum Şelalesi eşsiz tabii güzelliği ile yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeridir.
 TORTUM İLÇE EKONOMİ
Ekonomi Ekonomi Tortum Cağ kebabı / Eski adı ile (Bico) Erzurum un en iyi yeşil ve orman´lık alanları burada yer almaktadır.Geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır,Hayvancılık başta gelir.Özellikle yaylacılık yöre halkı için önemlidir.Tarım ise meyve bahçelerinde meyve üretimi yaparak gerçekleştirilir. Vadi tabanlarında yeralan kesimlerde meyvecilik ve sebze ekimi yapılır.Son yıllarda modern usüllerle yapılan meyvecilik gelişme kaydetmiştir.Ayrıca son yıllarda seracılık´da artış göstermiştir.Arıcılıkta önemli bir paya sahiptir.Fakat ilçe son 25 yıldır yoğun bir şekilde dışarıya göç vermiştir.Arazi şartlarının uygun olmaması ilçe halkının büyük çoğunluğunu gurbetçiliğe zorlamıştır.Tortumlu´lar genelikleİstanbul,Bursa,İzmir-Kemalpaşa) ve Erzurum merkeze göç etmiştirler.Kentlerde;resmi kurumlarda memurluk ve işçilik ,esnaflık olarakda Tesisatçılık,Fırıncı´lık,Restaurant,vb.sektörlerde iş yapan tortum insanı çok çalışkandır,örneğin;Erzurum cumhuriyet caddesindeki 1920 yılından beri hizmet veren meşhur (Tufan-Restaurant) ve Kongre caddesinde bulunan meşhur (Hemşin-Karafırını) Tortumlulara aittir.Erzurum ve Türkiye deki bir çok ünlü Cağ kebabı yapan salon ve lokantalar´ın büyük bir kısmı Tortumlular´ın işletmesinde´dir.
 TORTUM İLÇE NÜFUS
İl İlçe Toplam Şehir Köy Toplam Erkek Kadın Toplam Erkek Kadın Toplam Erkek Kadın Erzurum Tortum 22.372 11.129 11.243 4.449 2.295 2.154 17.923 8.834 9.089 Toplam 22.372 11.129 11.243 4.449 2.295 2.154 17.923 8.834 9.089 Şehir : İl ve ilçe merkezleri sınırları içindeki nüfustur. Köy : İl ve ilçe merkezleri sınırları dışında kalan yerleşim yerlerindeki nüfustur. TORTUM İLÇE BELDELERİ Serdarlı Şenyut Pehlivanli Bağbaşı
 TORTUM İLÇE SPOR
 İLÇEMİZDE KURUMLAR ARASI VOLEYBOL MUSABAKALRI DÜZENLENDİ İlçemizde Kurumlar arasında sosyal ilişkilerin geliştirilmesi için 6 takımın katılımıyla kurumlar arası volebol müsabakaları düzenlendi. Müsabakalara 02.04.2008 tarihinde Tortum Kapalı Spor salonunda başlandı. Müsabakalar 15.04.2008 tarihinde sona erdi. Müsabakalara Katılan Yukarı Sivri İÖO, Tortum Belediyesi, Esnaf Sanakarlar Liva,Şenyurt Eğitim Bölgesi, Tortum ÇPL ve Pehlivanlı İÖO kıyasıya lig usulüne göre mücadele ettiler. Müsabkalar sonucunda Yukarı Sivri İÖO Birinci, Esnaf ve Sanatkarlar Liva İkinci, Üçüncü ise
Sultan Melikşah döneminde, Gürcistan sınırından Hazar Denizi’ne kadar uzanan Dağıstan bölgesine çok sayıda Türk topluluğu yerleştirilmişti. Selçuklular, Gürcü tarihinde Didi Turkoba (Büyük Türklük) olarak bilinen bu dönemde, aileleriyle birlikte Gürcistan’ın çeşitli bölgelerine Türkleri yerleştirmişlerdi. Buna karşılık, Gürcü kralı II. Davit, Kıpçak başbuğu Atrak’ın kızıyla evlenmiş ve Gürcüler ile Kıpçaklar arasında yakın bir ilişki başlamıştı. Gürcü kralı, Selçukluların akınlarına karşı koyabilmek için 1118’de Çoruh – Kür boylarına yerleşen Kıpçaklar’dan 40 bin kişilik mükemmel bir süvari ordusu oluşturmuştu. Kıpçak başbuğu Atrak, 1125’te Gürcistan’dan ayrılmasına rağmen kendisi ile gelen Kıpçakların büyük bir kısmı, geri dönmeyip bölgede kalmışlar ve Kuzey ve Doğu Anadolu bölgesine yerleştirilmişlerdi.
geldiğini haber alınca, bu baskıdan kurtarılması için Timur’a haber göndermişlerdi. Timur, bu davet üzerine, ordugâhtan bir kısım kuvvetlerini Şeyh Nureddin Bahadır, Şah Melik Bahadır ve Emir Musa Timurtaş idaresinde Gürcü Boğazı’nı aşarak Tortum üzerine gönderdi. Timur haber göndererek âmân dilemeleri ve cizye vermeleri şartıyla affedeceğini bildirmesine rağmen muhafızlar, kalenin metanetine güvenerek elçiyi geri çevirmişlerdi. Bunun üzerine, altı günlük bir muhasaradan sonra Tortum Kalesi fethedilip muhafızlar öldürülmüş ve kale de yıkılmıştı. Bir süre sonra Togay, Timur’un huzuruna gelerek af dilemiş, Müslüman halka hoşgörülü davranması ve vergi vermesi karşılığında yeniden Tortum kalesi muhafızlığına tayin edilmişti.
1548 yılında gerçekleşen ve Elkas Seferi olarak da bilinen ikinci İran Seferi sonrasında, Halep’ten Diyarbekir taraflarına hareket eden Kanunî, Karacadağ’da bulunduğu sırada, 4 Ağustos 1549 tarihinde, Gürcülerin hudut boylarına yığınak yaptıklarını öğrendi. Bunun üzerine Gürcistan’a sefer açılmasına karar verilmiş ve üçüncü vezir Ahmed Paşa, bin yeniçeri, Maraş, Karaman ve Erzurum Beylerbeyliklerine tabi askerler ile birlikte, Melik Bagrat, Levend, Luvarsab, Yuvan, Baş-Kapan, Celasin b. Neriman, Erdoğdu ve Uzun-oğlu üzerine sefere memur edilmişti. Gürcü atabeylerinin ani baskınını önlemek amacıyla Erzurum beylerbeyi Mehmed Paşa, Ağustos 1548 başlarında Gürcistan taraflarına gönderilmişti. Mehmed Paşa’nın, Mamervan / Narman ve Oltu bölgesindeki Ardahan’a tabi Gürcü kalelerinden Barakan, Kümük, Penek, Samagar, Kotok, Pernak ve Aha’yı fethettiği ve Gürcü beylerinden Erdoğdu ve Sıvili, Emir Kanber ve Bazu adlı beyleri itaat altına aldığı haberi, 27 Ağustos 1548 tarihinde Kanunî Sultan Süleyman’a ulaşmıştı.
Tortum Kalesi’nin fethi ile ilgili en teferruatlı bilgiler Celal-zâde tarafından verilmektedir. Tortum Kalesi, taştan yapılmış olup sağlam surlara sahipti. Atılan demir pençeler ile yapılan muhasaralara karşı koyması ile meşhurdu. Osmanlı ordusuna karşı askerler müdafaaya başladılar. Kalenin fethi için Vezir Ahmed Paşa, her tarafa toplar kurdurup kaleyi muhasara altına aldırdı. Tüfekli yeniçeriler yer yer metrisler kazıp şiddetli muharebeler yaptılar. Toplardan çıkan gülleler müdafaa yapan düşmanı perişan etti. Öyle ki top atışlarından çıkan dumanlar, gökyüzüne doğru yükledi. Top atışları sebebiyle hisardan karşı saldırıya geçen askerler bertaraf edildi. Muhasaranın üçüncü günü kalenin anahtarları geldi ve böylece kale fethedildi. Tortum’daki muhasarada Osmanlı askerinin üstünlüğünü gören diğer kalelerdeki Gürcü askerleri, kalelerinin anahtarlarını getirip teslim oldular. Böylelikle başta Tortum kalesi olmak üzere bölgedeki diğer kaleler artık birer İslam kalesi oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder